Arnavut Kaldırımı

sevgili bilim adamı
bu akşam; çok şahane yüksek topuklu ayakkaplarımla bir akşam yemeğine gitmek üzere yola koyuldum.
araçtan indikten sonra belli bir mesafeyi yürüyerek kat etmek zorundaydım.
ama o da ne?
(taam la taam küfrettmicem küfretmeden anlatçam derdimi) yani tamama yaptığınız işe saygı duyayım diyorum. küfretmeyeyim mülayim bi insan olayım hanım hanımcık bi kadın olayım. ya arkadaş iki saniye rahat bırakmıyorsunuz ki. iki dakikacık huzuru yaşayamıyorum ki. hayır bak sinirden derdimi de söyleyemedim de… arnavut kaldırım ne lan!!

gel ve bana bunu açıkla göt herif

hangi mimarcı hangi inşaat bilimcisi hangi arkeolojik kazı müdürü buldu ulan o arnavut kaldırımı? bugün bir louboutin in kaç para olduğunu bilerek mi yaptınız ibneler bunu? ışınlanma hala icat edilememişken, park yeriyle gidilen yer arasında bazen kilometrelerce yol olabiliyorken, hatta önünde indiğiniz bir yere bile gitmeden bir yol katetmen gerekiyorken sen nası bi servet düşmanısın göt.

o arnavut kaldırımı bulanın kadın olduğunu da na buraya yazıyorum. kesin kadındır. yani erkekler canlarım bebişlerim bizim ince topuklular üzerinde gayet seksi gözükmemizi istiyorlarken böyle bir salaklığa imza atamazlar değil mi beynini siktiklerim.

bir topuklu ayakkabıyı ömür boyunca maksimum 10 kere giyebilmek kadınların erkeklerin servetlerine olan düşmanlığından değil arnavut kaldırımlar yüzündendir. taşların arasında sıkışarak bozulmuş bir topuklu ayakkabının ne kadar tiksinç birşey olduunu biliyormusunuz siz. o odalardan taşan ayakkabıların bir nedeni var ve bunun bilimsel tek açıklaması da arnavut kaldırmıdır. demet sağıroğlunu da bulduğum yerde ağzını kırmaya yemin ettim. insanların arnavut kaldırımlarda sonbahar yağmurlarıyla melankolik yürüyüş özentilerinin müsebbibi karı. lanet gelsin üstüne.

bilim de böyle yapılır orospucocukları. yarın bi dilekçe veriyorum. tüm arnavut kaldırımları ya söküle ya da bozulan tüm topuklu ayakkabılarımı devlet bütçesinden tazmin edicem. beni daha fazla sinirlendirmeyin