Ben mesela hiç otobüslerin arkasından koşmadım koşup da yakalayamayınca otobüs durağına dönmek istemez ya insan onu yaşamak hep korktum galiba. nefes nefese kalan bünyeye sigara dayamakla son bulabilir otobüs kovalama macerası; korkunç!!
bi de son zamanlarda pek çok şeyden korkar oldum misal dün akşam rafta duran bardaklardan cidden çok korktum. öyle amaçsız mutfağın ortasında dikilip ne için orada olduğumu hatırlamaya odaklanmışken gözlerimin önünde patlayan nesneler oluverdiler. sanki devler içlerinden çıkıp üzerime atlayacaklar!!!?? öyle büyük bir korku işte.
sonra yolda yürürken sürekli üzerime doğru cengaverce adımlar atan insanlar çok ürkünç hallere girebiliyor gerçekten. bizim de arabalar gibi aynalarımız olsa sağımızda solumuzda yürürken baksak oralara kendimizi görsek, yürürken ne ifadeler alıyoruz diye saçımızı başımız düzeltsek… kimse korkmasa mesela.evet!
anladım ki tavada yumurta pişirmek güzel bir şey. tavayı hayalinizde ortadan ikiye bölüp bir yarısına yumurtayı kırıp çizginin diğer tarafında da sucuk pişirebilirsiniz pekala. çok da güzel oluyor. hem yumurtayı yerken sucukları yakmamış ya da sucuklara dadanmışken yumurtanın kıvamını kaçırmamış oluyosunuz hem de başka türlü bi lezzet. canının sucuklu yumurta çektiği, ama ikisinin aynı anda yenilebilir ve aynı zamanda tadları karışmamış olsun istendiği zamanlar için ideal gibi. bir de pişrirken yumurtayı kırdığınız o anda kafanızdaki hayali çizgiye sadık kalmaya çalışma güdüsü başka bir şey… denemeli insan böyle şeyleri!
bir de bizim evin peynirinin tahıl ekmeği arasında maydanoz veyahut ikame etki ve değişik tatlar istendiği zamanlar için dereotu ile yaptığı eşi benzeri bulunmaz damak dansı tadılmaya değerdir. Makarna salatasının bahsini hiç açmayacağım. (kendisi evde yok cnım çekse kim yapacak onun gibisini. güneş gözlükleri tamamen konsantrasyon içinmiş…
Emre KOZAN ® sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.