Flamenko, neredeyse gitarın tarihi kadar eski ya da kökü, gitarın da öncesine dayanan bir müzik türüdür, daha doğrusu bir yaşam tarzıdır.
Flamenkonun doğuş yeri İspanya’dan Arap yarımadasına kadar dayanır. İspanyol Yahudileri’nin, Hristayanlar tarafından gördükleri zulüm karşısında Yahudiler göç etmiş, kültürlerini yaşayabilecek, müziklerini icra edebilecek yerler aramışlardır. Hatta Arabistan’dan göç ederken udu da yanlarında Avrupa’ya götürerek gitarın ortaya çıkmasına da vesile olmuşlardır.

Kelime olarak flamenkonun ne olduğu, nereden türediği hakkında kesin bir birleşme yoktur. Ancak kabul gören görüşlerden biri Arapça “fellah minküm” (sizin grubunuzdan çiftçi anlamına gelir) kelimelerinden elde edildiğidir.
14.yy. sonrasında çingenelerin, Arapların, Yahudilerin ve toplumdışı bırakılmış Hristiyanların toplumun dış çevresinde kaynaşması sonucu meydana gelmiştir. Dolayısıyla flamenko ezilen halkların bir protestosu olarak doğdu diyebiliriz. Bu yüzdendir ki hırs, sert duruşlar, özgürlük gibi temalar gerek flamenko dansında (baile), gerek şarkısında (cante) gerekse de gitar icrasında (toca) hep kendini göstermiştir.
Flamenkonun özü şarkıya dayanır. Tabii gitar, dans ve perküsyon şarkıya eşlik (akumpanya) eder.

3 sınıf flamenko olduğu kabul edilir. En ağır başlısı “cante grande” (büyük şarkı) adıyla anılan ve ölüm, keder ve din konularını işleyen “cante jondo”dur (derin şarkı). Ara sınıfta “cante intermedio” (orta şarkı) bulunmaktadır. Yine dokunaklı ama daha az ağırbaşlı ve çoğunlukla doğu müziğinden esintiler taşıyan flamenkolar yer alır. En hafif tarz olan “cante chico” (küçük şarkı) konuları ise aşk, kırsal yaşam ve eğlencedir. Her tarzın kendine özgü bir ritmi ve akor yapısı bulunmaktadır. Vurgu ve duygusal içerik farklarıyla da birbirlerinden ayrılmaktadır. İspanyol dilinde “Andalucia” denilen, bizdeki Endülüs’e tekabül eden yer (Sevilla, Cadiz, Cordoba, Malaga, Granada, Huelva, Jaen, Almeria) flamenkonun beşiğidir. Her bölgenin kendine özgü bir üslubu, müzikal yapısı vardır. Bu yapı da bizi flamenko formlarına götürür. Aynen bizim halk müziğimizde olduğu gibi bölgelere özgü flamenkoda “compas” ve “intermedio form” olarak kabul edilen makamlar, ayaklar vardır. Her makamın kendine özgü bir akor dizilimi, ölçüsü, karakteri vardır. Örneğin bulerias 6/8’lik veya 3/4’lük çalınır ve bünyesinde hem şarkıyı, hem ritmi, hem de dansı bulundurur. Ancak örneğin rondena’da şarkıya rastlanmaz.
Biraz da yakın tarihimizden bahsedilim. Zaman içerisinde gelişen flamenko 20. yüzyılda diğer kültürler tarafından da bilinmeye başlamıştır. Tüm dünyada oldukça yoğun bir şekilde yaşanan kültürel değişim döneminden sonra gitar, dans, ve şarkı söyleme, büyük değişiklikler göstermiştir. Flamenko, jazz, doğu müziği ve pop müzik gibi aklımıza gelebilecek her müzik arasında etraflı bir karışım olmuştur. “Flamenco Joven” (genç famenko), geleneksel flamenkodan daha evrensel ve daha canlıdır. Çünkü değişen dünyanın getirdiği imkan ve avantajlar her şeyi olduğu gibi müzisyenleri de etkilemiştir. 1950ler’den sonra yalnızca cafelerde doğaçlama bir şekilde icra edilen flamenko “cafes antantes”in dışına taşmıştır. Albümler doldurulmuş, üniversitelerde flamenko dersleri verilmeye başlanmıştır. Gypsy Kings (güney Fransalı bir çingene grubu) Flamenko – Rumba’ sını, tüm dünyaya tanıtmış ve sevdirmiştir. Kronolojik olarak uymasa da final Paco de Lucia ile olmuştur. Flamenko ile cazı harmanlamasıyla “nuevo flamenco” (yeni flamenko) ortaya çıkmıştır. Bas gitar, saksafon gibi flamenkoyla ilgisi olmayan enstrumanlar ile muazzam tatta şarkılara imza atmış, tüm dünyadan dinleyiciler edinmiştir. Her ne kadar yeni flamenko, geleneksel flamenko uzmanları tarafından eleştirilse de flamenko zirve yapmış Paco da gitarın kralı olmuştur. Tabii flamenkonun gelmiş geçmiş en iyi vokallerinden 1992’de uyuşturucudan hayatını kaybetmiş El Camaron de la Isla’yı da unutmamak gerekir.

Dans konusuna girmeden biraz daha uzman olduğum flamenko gitar ile meseleyi bağlarsak gitarın özü flamenkodur. Elbette folklorik müziklerin anlaşılması ve icrası o kültere mensup kişilerce daha iyi yapılır ancak sanat hissiyat ile ilgiliyse bir başka milletten biri de flamenkoda kendini bulabilir. Flamenko gitarı, bir gitarcının başına gelebilecek en mükemmel olaylardan biridir. Gerek teknik olarak, gerekse de müzikal olarak öğrenilmesi ve çalımı sabır isteyen bir hayli zor bir türdür. Ancak tadı da çok başkadır.
Biraz daha meraklı arkadaşlar için birkaç yer tarif edeyim: flamenco-world en kapsamlı flamenko sitesidir diyebilirim. Herso, özellikle gitaristler için iyi bir kaynaktır. Batanga’dan ve live365’ten flamenko radyoları dinlenebilir. Foro flamenko forumunda iyi müzisyenler ile tartışabilirsiniz. Son olarak benim de zaman zaman birkaç kelam ettiğim mygitar sitesinden yerli kaynak bulabilirsiniz.

Konu çok daha derinlemesine incelenebilirdi. Ancak takdir edersiniz ki flamenko çok büyük bir derya. İlgili arkadaşlar için küçük bir başlangıç olarak kabul edelim.

 


Emre KOZAN ® sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir Cevap Yazın