Mizojin çok tartışılan bir terim. Dini, felsefi ve sosyal boyutu olması nedeniyle her an her yerde karşımıza çıkabiliyor. Tabii tartışılıyor olmasının asıl sebebi mizojinin kelime olarak “kadın düşmanlığı” anlamına gelmesi. Kadın terimi kavramsal olarak zaten bin bir türlü bakış açısı ile değerlendirilirken işin içine “düşmanlık” girince siz düşünün olayın boyutunu…
mizojini teriminin kökü yunancadan gelir. geyn=kadın ve miso=nefret kelimelerinden türetilmiştir.
Kadın düşmanlığı ilk etapta kişinin çocukluk gelişimi incelenerek ele alınıyor, Sigmund Freud bu durumu Oedipus kompleksine bağlar.
Mizojinin toplumsal yönü de vardır. Örneğin son dönemde Bülent Ersoy’un başına gelenler güncel bir örnek olabilir.
Bu terim hakkında yazılmış en detaylı kaynak Bloch, R. Howard’a ait. Kendisi Misogyny, Misandry, and Misanthropy adı ile bir kitap yayımlamıştır. Kitapta işin doğası,formatif yapısı ele alınmıştır. Meraklı arkadaşlar için sunabileceğim başka bir kaynak ise Katherine M. Rogers’a ait olan The Troublesome Helpmate: A History of Misogyny in Literature adlı yazı.
Felsefecilerin olaya bakışını burdan bakabilirsiniz. Tabii Friedrich NIETZCHE ve Schopenhauer’den başka, Aristo’nun da bir mizojinist olduğunu belirtelim. Kadın -dişi- tanımını, “sakat ve eksik olan erkek” olarak yapmışlığı vardır.
mizojinist erkeklerin çoğunluğu maskulist (erkeklerin deneyimleri üzerine bina edilmiş toplumsal teori ve politik bir hareket tarzı) olduğu iddia edilse de, tüm toplumsal tabakalarda görülüyor olması bu tezi çürütüyor. Her erkek aynı zamanda mizojist özellik taşıyor deniyor. O potansiyel varmış. mizojin, illa kadın haklarına karşı olarak algılanmamalı daha geniş düşünülmeli.
sormak gerek neden erkekler kadın düşmanlığı yapıyor?
Emre KOZAN ® sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.